açık ingilizce tercümesi | açık ingilizce sözlük anlamı | online tercüme





üniversite kursu ankara

open

  • İngilizce





açık

  • Türkçe

Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı sıfat

Engelsiz, serbest

Örtüsüz, çıplak

Boş

Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal

Aralığı çok

Çalışır durumda olan

Kolay anlaşılır, vazıh

Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen

Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen

Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı

Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.)

Belirgin bir biçimde - zarf

Bir gereksinimin karşılanamaması durumu - isim

Belli bir yerin biraz uzağı - isim

Denizin kıyıdan uzakça olan yeri - isim

 


Örnek Cümle

Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte. / Erendiz Atasü

Açık yol

Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı. / Ahmet Kabaklı

Kâğıtta açık yer kalmadı.

Açık kadro.

Açık adımlarla.

Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar.

Açık, dobra sualleriyle karşısındakinin en azından keyfini kaçırır. / Emine Işınsu

Bu adamın her işi açıktır.

Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o. / Tarık Buğra

Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. / Ömer Seyfettin

İnsan, mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi? / Mahmut Yesari

Bütçe açığı." "Ülkenin doktor açığı.

Tren yolu nehrin açığından geçer.

Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır. / Behçet Necatigil




Online Tercümeler size  powerd by google translate  altyapısı ile sunulmaktadır.

 
 


Türkçe


İngilizce



Sorgu

Tercümesi

Dilinden
Diline

volan

flywheel

Kız

Girl

deneme sınavı

trial exam

egemen

dominant

Engelli

Disabled

Boran okula neden gelmedi

Why didn't Boran come to school?

sigaram bitti.

I ran out of cigarettes.

çaresiz

helpless

kemik

bone

İyi arabalar

Good cars

otokrasi

autocracy

paraşüt

parachute

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
tercumesi.com bir nerededir.com sitesidir.